Thursday, May 29, 2008

Cepheden Haberler - Neler oluyor?

Cepheden Haberler - Taşındı!

Erm . . . en azından oyunlarla ilgili olan kısmı :) Uzun zamandır size burada hem oyunlarla ilgili, hem de kişisel olarak seslenmek istiyordum. Ama hayat, özellikle de üniversitenin ağır "angarya" koşulları beni engelledi. Ancak içimdeki yazma, dışarıya vurma istemi de sürekli artıp duruyordu.

Özellikle ki dırdırımdan çoğu kişinin başını ağrıttığım o "Wargaming" fikirleri hafiften tütmeye, sonra da fokur fokur kaynamaya başladılar. O nedenle geçen hafta kendi kendime söz verdim, ne yapıp edip bu bloga zaman yaratacaktım. Ama yazdıkça da fark ettim ki, onların yeri burası değil :) Bir yanda hayatla ilgili atıp tutmalar, bir yanda da Wargaming ve simulasyonlar üzerine kafa patlatmalar oldukça garip duracaktı yan yana.

Sağolsun Blogger, hemen ikinci bir hesap açtım kendime. Hatta deneme yayınını ve ilk mesajları şu an görebilirsiniz(hatta hemen gidip bakmayanı goyun dövüyor ha!).

Peki burası ne olacak? Tabii ki devam ediyor. Hatta daha da aktif olacak (sanki çok aktiftin de . . . - sus sen bakayım oradan!). Sizden tek ricam, eğer gerçekten okuyorsanız arada bir yorum bırakmanız. Malum bir süre sonra insan "Acaba kendime mi anlatıyorum burada?" diye kıllanıyor, üzülüyor.

Neyse efenim. Bakın CH için süslü püslü, 23mm'lik Shilka mermileri arasından tosta dönmek üzere olan bir Mig-29'un güzel bir görüntüsü altında bir logo hazırladım. Siteye girmek için resme tıklayabilirsiniz.

Hoo-aah!

Monday, February 18, 2008

Theatre Of War'un Yeni Demosu

Geçen yazın "epic fail" oyunlarından biri olan, ama yine de gelecek vaadeden oyunlarından Theatre Of War için yeni bir patch, hemen akabinde de yeni versiyonun değişikliklerine sahip yeni bir demo çıktı.

Battlefront'a hakkını vermek gerek; EA gibi bir firma olsa kapıyı yapımcının suratına çarpar hemen sokağa atardı. BF tersine, oyunun potansiyeline uğraşması için resmen çırpınıyor. Ulaşacak mı, yoksa ulaşmayacak mı işte o da size bağlı. İndirip denemenizi tavsiye ederim çünkü, oyun gerçekten de kötü değil.

Demo için;

http://www.battlefront.com/products/tow/demo.html

Friday, February 01, 2008

Black Shark'tan Haber Var



Eagle Dynamics'in Batı'daki sorumlusu Wags, geçen gün Black Shark'taki ilerlemeler hakkında ufak bir açıklama yaptı. Söylediğine göre öyle aşırı bir ilerleme yokmuş. Biz de pek şaşırmadık zaten. Ancak yine de hiç haber olmamasından iyidir :) Aşağıda ilerleme yapılan noktalara bir bakalım:


1)DCS üzerinde çalışan takımın büyük kısmı arayüzdeki hataları gidermeye çalışıyormuş. Daha önce obje tasarımında görevli sanat takımı bu göreve atanmış.

2)DirectX 9'a geçiş tamamlanmak üzereymiş.(Yapımcılar yeni nesil ekran kartlarında gölgelerin sorun olması nedeniyle oyun motorunu DX8.1'den DX9'a port etmeye karar vermişlerdi.)

3)Görev ve seferberlik editörü görev yapılabilecek kadar tamamlanmış. Böylece takım artık görev ve campaign tasarımı üzerinde çalışmaya başlayacakmış.

4)Kullanım kılavuzunun İspanyolca ve Almanca'ya çevrimine başlamışlar. (İngilizcesi olmayanlar yandı. Nitekim DCS'nin kullanım kılavuzu Falcon 4'ünkinden daha kalın olacakmış!)

5)Sim-mod takımı (ED tarafından tutulan mod yapımcıları) havaalanlarını ve kaplamaları geliştirmeye devam ediyorlarmış.

6)Ka-50'nin uçuş sistemlerinin hatalardan arındırılmasına devam ediliyormuş. Oyundaki ABRIS modellemesinin neredeyse %100 olduğunu, GLONASS(Sovyet GPS sistemi) uydularının bile modellendiğini hatırlatmak isterim.

7)Testerlar daha çok görev editörü, seferberlikler ve yapay zeka üzerinde çalışıyorlarmış.


Bu yılın "ağır toplarından" gözüken DCS yine seneye ertelenirse bu kuraklığa biz simulasyoncular nasıl dayanacağız bilemiyorum. Herkes ulu füze tanrısına dua etsin! D:

Tuesday, October 16, 2007

Oyungezer çok yakın


Derginin adı (check)

Yazarlar (check)

Ofis (check)

Ofise eşya taşıyacak amele yazarlar (check)

Ofise bir nükleer savaşta 5 yıl yetecek çay, kahve, kola ve bisküvi yığınağı (check)

İlk sayı (-----) ilk sayı? İLK SAYIII!


Diyen OG ekibi, "kozalarına" çekildi. İlk sayı çok yakın. O kadar yakın ki önümüzdeki ay bir gün eve yorgun argın geleceksiniz, daha üstünüzü başınızı değiştirmeden eliniz bilgisayarın düğmesine gidecek, ancak bir bakacaksınız bilgisayarınız OG ekibi tarafından "kapılmış". İki sandalyeyi birleştirip bilgisayarın önünde uyumuş Sinan. Yan tarafta da kafasında garip bir şapkayla webcamsi bir cisme bakarak uçak uçurmaya çalışıyor Erdem. Diğer tarafta Tuğbek milleti aurasına almış "Hadi beyler yorgan piyasasına giriyoruz, yapıyoruz, olacak!" diye nutuk atıyor . . . Siz tam "Noluyor hüleyn!" derken uyanacaksınız ve eve gelirken OG aldığınızı, "aftershock" etkisi altında olduğunuzu hatırlayacaksınız. İşte böyle girecek OG hayatınıza . . .


Her neyse, dergimizin kapak dizaynı yapılmış. Güzelim bir logonun yanında devasa bir Big Daddy ve kollarındaki Little Sister'lı kapağa içimiz gitse de, bu ne yazık ki konseptten başka bir şey değil. Eğer bu konseptse asıl kapak nasıl olacak, ben bile meraklardayım.(değil miyim yoksa? D:)


Thursday, October 04, 2007

Uyanış

Atteen-hut!

Buraları biraz tozlanmış mı ne? Ah örümcek ağları sarmış güzelim Tiger'ımı. Bak bir de ÖSS yazıyor orada, o ne demekti ya? Ne zaman geldin, ne zaman geçtin hiçbir fikrim yok . . .

Blogumu görmeyeli o kadar zaman oldu ki, bir süre için varlığını bile unuttum diyebilirim. Ben kendimce giriş yapmamamın sebebini yoğunluğa bağlasam da, belki de eskiden ne zaman içimde biriken o kini, nefreti serbest bırakmak istesem buraya koşup bir blog girdiğim için, burayı hatırlamanın bile bana o duyguları tekrar tattırmasındandır. Sırf bu yüzden ufak bir temizliğe girişip "altın makası" elime aldım geçen hafta, çoğu gitti; kalanlar bizimdir.


Bundan sonra burayı vaktim elverdiğince çok güncellemeyi; hayatım, çok bilmiş tespitlerim ve biricik oyunlarımla doldurmayı kendime görev edindim. Eğer olur ki tembellik edersem başkomutanlıktan imzalı bir dilekçeyle, mail adresime yüklenebilirsiniz.

At ease! Hah, bir de Eva'yla tanışın. Sizi evinize bırakacak. Dağılabilirsiniz şimdi . . .


Sunday, March 04, 2007

Karıncalanma . . .

Son 6-7 ay ne oldu? Cidden hatırlamıyorum. Şu ÖSS denen lanet illet, içimdeki bütün heyecanı, dünyadan aldığım bütün zevkleri tüketti sanki. Artık hiçbir şey için heyecanlanmıyor, eskiden yaparken çocuk gibi zevk aldığım şeylere bile yan gözle bakıyorum. Hani sevdiğiniz bir şeyi yaparken bir an çevreyi algılayışınız değişir; içinizde bir şevk alevlenir, ona sıkı sıkıya sarılırsınız. Bunu duymayalı o kadar uzun oldu ki . . . Her şeyi zaruretten ve çevremden beklendiği için yapıyorum gibi, kendim olduğum veya istediğim için değil.



Kesin olan şu ki, artık yaşamımdan zevk aldığım şeyler cıvıl cıvıl gökküşağı renklerinden puslu bir griye dönmekte. Duygusal bir uyuşma . . . Umarım bu daha fazla sürmez.


Bir şeylerin değişmesi gerekiyor, ya ben ya da dışarısı.

Friday, June 09, 2006

Boşluk . . .



8 gün 8 saat 58 dakika . . . Bir nefes alalım . . . 8 gün 8 saat 57 dakika . . .

Uzun zamandır buraya yazamadım, ancak "yazamadım" kelimesine dikkat çekmek istiyorum çünkü aslında yazacak zamanım bal gibi de vardı. Gelmek istediğim nokta, vermek istediğim mesaj ise günlerimin böyle geçmekte olduğu. Yapmam gereken şeyler var ve acilen yapılmaları gerekiyor ancak sanki bir güç beni uyuşturuyor, yavaşlatıyor, saptırıyor . . . Sanki suyun içinde çırpınmak, koşmaya çalışmak gibi. Çok az şey için çok fazla güç sarfediyorum . . .

Biliyorum yine can sıkıyorum, ancak zaten beni burada yazmaya zorlayan da içimdeki sıkıntı, sinir, hiddet ve şiddet! :)

Tamam . . . sakinim, kötümser yanım kendisini ifade etti ve rahatlamış olması gerek. Şunu belirtmek istiyorum, ben bu sınav için yeterince çalıştım ve bu da benim için yeterli olacak. Zaten hep öyle olmadı mı? LGS ve bütün lise, inek değil kendim oldum. Tamam, gerektiği yerde çalıştım ama asla "kendimden başkası" olmaya çalışmadım. Abartıp köpekler gibi çalışamaz mıydım? Tabii ki mümkün. Ancak şu anki "ben" ile mümkün değil. Sınava girdiğimde içimde pişmanlık değil, rahatlık ve güven olacak.

Şu sıralar her an, her dakika, her saniye sınavdan sonrasını düşünmekteyim. Red Orchestra ile geçecek sayısız günler, biricik klanım; BF2'nin o darmadağın, karambol, ama kafayı çalıştırınca bir o kadar zevkli çatışmaları, Lock-On ve uçuşlar . . .

Ama beni asıl heyecanlandıran, iyice içimde coşmaya başlamış olan durdurulamaz ve kızışmış "İkinci Dünya Savaşı heyecanına" Red Orchestra'nın ve bilimum İkinci Dünya Savaşı oyunu ve kitabının yapacağı o ilk "COSSS" etkisi!

Kim bilir, belki de bu sıralar yoğunlaşma sorunumun bir numaraları bunlardır. Bir daha ve mümkünse "gerçek" Cepheden Haberler'de buluşmak üzere . . .