Tuesday, October 16, 2007

Oyungezer çok yakın


Derginin adı (check)

Yazarlar (check)

Ofis (check)

Ofise eşya taşıyacak amele yazarlar (check)

Ofise bir nükleer savaşta 5 yıl yetecek çay, kahve, kola ve bisküvi yığınağı (check)

İlk sayı (-----) ilk sayı? İLK SAYIII!


Diyen OG ekibi, "kozalarına" çekildi. İlk sayı çok yakın. O kadar yakın ki önümüzdeki ay bir gün eve yorgun argın geleceksiniz, daha üstünüzü başınızı değiştirmeden eliniz bilgisayarın düğmesine gidecek, ancak bir bakacaksınız bilgisayarınız OG ekibi tarafından "kapılmış". İki sandalyeyi birleştirip bilgisayarın önünde uyumuş Sinan. Yan tarafta da kafasında garip bir şapkayla webcamsi bir cisme bakarak uçak uçurmaya çalışıyor Erdem. Diğer tarafta Tuğbek milleti aurasına almış "Hadi beyler yorgan piyasasına giriyoruz, yapıyoruz, olacak!" diye nutuk atıyor . . . Siz tam "Noluyor hüleyn!" derken uyanacaksınız ve eve gelirken OG aldığınızı, "aftershock" etkisi altında olduğunuzu hatırlayacaksınız. İşte böyle girecek OG hayatınıza . . .


Her neyse, dergimizin kapak dizaynı yapılmış. Güzelim bir logonun yanında devasa bir Big Daddy ve kollarındaki Little Sister'lı kapağa içimiz gitse de, bu ne yazık ki konseptten başka bir şey değil. Eğer bu konseptse asıl kapak nasıl olacak, ben bile meraklardayım.(değil miyim yoksa? D:)


Thursday, October 04, 2007

Uyanış

Atteen-hut!

Buraları biraz tozlanmış mı ne? Ah örümcek ağları sarmış güzelim Tiger'ımı. Bak bir de ÖSS yazıyor orada, o ne demekti ya? Ne zaman geldin, ne zaman geçtin hiçbir fikrim yok . . .

Blogumu görmeyeli o kadar zaman oldu ki, bir süre için varlığını bile unuttum diyebilirim. Ben kendimce giriş yapmamamın sebebini yoğunluğa bağlasam da, belki de eskiden ne zaman içimde biriken o kini, nefreti serbest bırakmak istesem buraya koşup bir blog girdiğim için, burayı hatırlamanın bile bana o duyguları tekrar tattırmasındandır. Sırf bu yüzden ufak bir temizliğe girişip "altın makası" elime aldım geçen hafta, çoğu gitti; kalanlar bizimdir.


Bundan sonra burayı vaktim elverdiğince çok güncellemeyi; hayatım, çok bilmiş tespitlerim ve biricik oyunlarımla doldurmayı kendime görev edindim. Eğer olur ki tembellik edersem başkomutanlıktan imzalı bir dilekçeyle, mail adresime yüklenebilirsiniz.

At ease! Hah, bir de Eva'yla tanışın. Sizi evinize bırakacak. Dağılabilirsiniz şimdi . . .


Sunday, March 04, 2007

Karıncalanma . . .

Son 6-7 ay ne oldu? Cidden hatırlamıyorum. Şu ÖSS denen lanet illet, içimdeki bütün heyecanı, dünyadan aldığım bütün zevkleri tüketti sanki. Artık hiçbir şey için heyecanlanmıyor, eskiden yaparken çocuk gibi zevk aldığım şeylere bile yan gözle bakıyorum. Hani sevdiğiniz bir şeyi yaparken bir an çevreyi algılayışınız değişir; içinizde bir şevk alevlenir, ona sıkı sıkıya sarılırsınız. Bunu duymayalı o kadar uzun oldu ki . . . Her şeyi zaruretten ve çevremden beklendiği için yapıyorum gibi, kendim olduğum veya istediğim için değil.



Kesin olan şu ki, artık yaşamımdan zevk aldığım şeyler cıvıl cıvıl gökküşağı renklerinden puslu bir griye dönmekte. Duygusal bir uyuşma . . . Umarım bu daha fazla sürmez.


Bir şeylerin değişmesi gerekiyor, ya ben ya da dışarısı.